29 Nisan 2014 Salı

oda

Efkarla döndü dönme dolabın oturakları, kaldırımlar kaldırdı yere düşen suratımı.
Olmalı bir özgürlük isyanı iç cebimde, telaşla bakındım bir not buldum ellerimde.
On üzerinden üç gelmiş, ben almamışım hoca vermiş. Çekinmiş fikrini saklamış derviş.
İnatla aldığım nefes doldurmaya çalışır ciğerimi, tamamlamaya yeter mi bilmem seferimi.
Vurdum yüreğine mısraların, gözüm kara acımadım, saklamaya çalıştım ama yağmurumu tutamadım.
Akıp gitti elimden zamanım dertlendim, en yakınım kara kalem tuttum ona terslendim.
Bilinmezler arttıkça umutlar azalacakmış, benimle denklemi çözen kazanacakmış, peh.
Yıldırım düştü gecemin ortasına irkildim, aynaya baktım dalga geçtim sonra biraz silkindim.
Yıllarım düştü sonra aklımın ortasına dondum, kelebek oldum kaçtım geçmişe kondum.
Tanıdık yüzlerlerin, yüzlerini göremedim, seslerin yankıları sadece kim olduğunu seçemedim.
Uyandım sandım kalktım sigara yaktım, rüya daha bitmemiş gözlerimi karanlığa açtım.
İstenmeyen sebeblerle kendime rahatsızlık verdim, odamın içinde kalktım uzaklara gittim.
Bir köşesi yaz günü dünyam kadar büyük odam, diğer tarafı soğuk, yazı bile yazamaz  adam.
Hikayenin devamını yazmaya tahammül edemedim, hatıralar karıştı gerçekleri bilemedim.