28 Ağustos 2013 Çarşamba


loş bir kış gündüzü titreterek aratırsa yaz düşünü gözyaşın donar zannedersin yere düşerken,

bin parçaya ayrıldığında ufak buz parçası öyle bir gürültü çıkartacaktır ki tüm şehir dönüp sana bakar,

teselli vermek için duygusal insanları seninle birlikte ağlar..

olmaz bilirsin.. şehir ayrı kışı yaşar sen şehrin içinde, sen ayrı kış yaşarsın kendi içinde..

bağırmayı hayal edersin caddenin kalabalık köşesinde, acaba sesim uçar gider mi bahardan kalan son kuru yaprakla birlikte rüzgar eşliğinde..

ellerin üşür kanı çekilmişcesine kışın kesici serinliğinde inadına bir sigara yakarsın ya, özenirsin hani harmanın ateşine..

umudun yoksa nefes alamassın soğukta kara bulutlar dolar ciğerine ve kar yağdırır kalbinin tam orta yerine..

buz tutarsa ne cok acır yürek.. gidenlerlerinin arkasından el sallarsın ya kış günü bir şehir istasyonunda ya da bir kabristanda,

en çok o zaman üşürsün işte, işte o zaman soğuk yakar tenini, işte o zaman kara bulutları yutmuş gibi hissedersin, hıçkıramassın bile..

işte o zaman başlarsın sıcacık bir ev düşünde görmeye soğuk bir kış gününde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder